Tatil nasıl yapılır
Tatil nasıl yapılır
Kadinlaricin.net sitesinde Tatil nasıl yapılır baslikli sayfadasiniz.Bu sayfada Tatil nasıl yapılır ile ilgili yazi bulunmaktadir.
Ben tatil yapmayı sırt üstü yatmak, boş gezenin boş kalfası gibi dolanmak şeklinde düşünmedim hiç. Kimileri dinlenmek kavramından bunu anlıyor. Tatil için nereye gittimse yanıma beni zahmete sokacak, yoracak şeyleri almaktan geri durmadım. Hiçbir şey götürmesem, hafakanlarımı, vesveselerimi götürdüm.
Tasasızları gördükçe tasalandım. Kahkahaları işittikçe ağlayasım geldi. Sereserpe derin derin uyuyanları gördükçe uykularım kaçtı.
Elimde değil ne yapayım, huyum bu. Kurt tahtayı nasıl kemirirse bende de öyle durmayan, uyumayan bir yan var. Yapılacak işlerimin sonu durağı yok. Bitecek olsa bitiyor diye telaşlanıp yenisini ortaya çıkarmaya çalışıyorum.
Elimde değil ne yapayım, huyum bu. Kurt tahtayı nasıl kemirirse bende de öyle durmayan, uyumayan bir yan var. Yapılacak işlerimin sonu durağı yok. Bitecek olsa bitiyor diye telaşlanıp yenisini ortaya çıkarmaya çalışıyorum.
Siz de öyle misiniz? Nedenlerinizi niçinlerinizi, cümle olmazlarınızı ve açmazlarınızı taşır mısınız güzelim dinlencenize? Hadi bir gün, bilemediniz iki gün diyelim, ayaklarınızı uzattınız, sırtınızı güneşe verdiniz, gerindiniz, esnediniz, kahvaltı sofrasını yarım saatten iki buçuk saate çıkardınız, öğle ve ikindi uykularına yani güzellik uykularına yattınız.. Ya sonrası?
Üçüncü gün kendinizi bir kafesin içinde bulmaz mısınız? Öyle aylak aylak dolaşmanın, sırt üstü yatmanın vicdan azabı gibi size battığını hissetmez misiniz? Evet, vicdan azabı... Bende öyle oluyor; verilecek hesabım varmış, görevlerimi yerine getirmemiş gibi sıkıntılı huzursuz dolanıp duruyorum.
Galiba rahatlık dokunuyor bana. Bakıyorum insanlar tavla oynuyorlar, esneye gerine oturuyor, güneşin altında upuzun yatıyorlar, hem de saatlerce. Sonra denize giriyor, denizden çıkıp yine yatıyorlar. Zamanları öylesine bol ki cömertçe harcıyorlar. Acaba herkesin dilindeki “stres atmak” bu mudur?
Bir süre sonra “Yahu nedir bu halimiz? Yararlı bir şeyler yapalım bari.” demezler mi?
“Eee? Nasıl dinleneceğiz peki? Uyku uyuma, güneşlenme, öyle tatil olur mu canım?” diyenler olabilir. Ben kendi bakışımı dile getirmeye çalışıyorum. Huyum böyle ne yapayım, tatile de çıksam ne uyku tutuyor gözümü, ne de öyle “sefam olsun!” deyip ayaklarımı uzatabiliyorum...
Bu bendeki de tuhaflık değil mi canım, otururken bile bir haber beklercesine sırtımı bir yere dayayamıyorum. Klinik bir durum belki... Diken üstünde yaşamaktır adı bunun... Peki ne olacak benim bu halim? Oysa ki çok sakin görünüşlü bir insanımdır. Şimdi de güya tatildeyim; eski bir dolabı kazıyıp cilaya hazırlıyorum... Sonra oturup roman yazıyorum, daha olmadı, çiçeklerin diplerini çapalıyor, tere batmış halde bu sıcakta ot ayıklıyorum...
Bence tatil yeni insanlar tanımak, yeni şeyler öğrenmek içindir. Gittiğiniz yeri coğrafyasıyla, tarihiyle insanlarıyla sanatıyla tanımak, resimler çekmek, defter tutmak, dost olmak yapacağınız işlere yeni malzemeler bulmak ve tabii beğendiğiniz lokantalarda yemek yemek, doğayla iç içe olmak, spor yapmak, kaybedilmiş herşeyi yeni baştan tanımak... Otları, böcekleri, çiçekleri, kıyıları, taşları, kayaları, yıldızları, güneşi, ayı, bulutları, yağmurları, dalgaları...
Bütün bunları uygulayabiliyorsanız, gerçekten tatildesiniz demektir. Yok değilse o zaman halk deyimiyle ense yapıyorsunuz, demektir.
Üçüncü gün kendinizi bir kafesin içinde bulmaz mısınız? Öyle aylak aylak dolaşmanın, sırt üstü yatmanın vicdan azabı gibi size battığını hissetmez misiniz? Evet, vicdan azabı... Bende öyle oluyor; verilecek hesabım varmış, görevlerimi yerine getirmemiş gibi sıkıntılı huzursuz dolanıp duruyorum.
Galiba rahatlık dokunuyor bana. Bakıyorum insanlar tavla oynuyorlar, esneye gerine oturuyor, güneşin altında upuzun yatıyorlar, hem de saatlerce. Sonra denize giriyor, denizden çıkıp yine yatıyorlar. Zamanları öylesine bol ki cömertçe harcıyorlar. Acaba herkesin dilindeki “stres atmak” bu mudur?
Bir süre sonra “Yahu nedir bu halimiz? Yararlı bir şeyler yapalım bari.” demezler mi?
“Eee? Nasıl dinleneceğiz peki? Uyku uyuma, güneşlenme, öyle tatil olur mu canım?” diyenler olabilir. Ben kendi bakışımı dile getirmeye çalışıyorum. Huyum böyle ne yapayım, tatile de çıksam ne uyku tutuyor gözümü, ne de öyle “sefam olsun!” deyip ayaklarımı uzatabiliyorum...
Bu bendeki de tuhaflık değil mi canım, otururken bile bir haber beklercesine sırtımı bir yere dayayamıyorum. Klinik bir durum belki... Diken üstünde yaşamaktır adı bunun... Peki ne olacak benim bu halim? Oysa ki çok sakin görünüşlü bir insanımdır. Şimdi de güya tatildeyim; eski bir dolabı kazıyıp cilaya hazırlıyorum... Sonra oturup roman yazıyorum, daha olmadı, çiçeklerin diplerini çapalıyor, tere batmış halde bu sıcakta ot ayıklıyorum...
Bence tatil yeni insanlar tanımak, yeni şeyler öğrenmek içindir. Gittiğiniz yeri coğrafyasıyla, tarihiyle insanlarıyla sanatıyla tanımak, resimler çekmek, defter tutmak, dost olmak yapacağınız işlere yeni malzemeler bulmak ve tabii beğendiğiniz lokantalarda yemek yemek, doğayla iç içe olmak, spor yapmak, kaybedilmiş herşeyi yeni baştan tanımak... Otları, böcekleri, çiçekleri, kıyıları, taşları, kayaları, yıldızları, güneşi, ayı, bulutları, yağmurları, dalgaları...
Bütün bunları uygulayabiliyorsanız, gerçekten tatildesiniz demektir. Yok değilse o zaman halk deyimiyle ense yapıyorsunuz, demektir.
Tatilde spor
Her gün bir saat egzersiz
Tatildesiniz. Hem güzel güzel yiyecekler ilginizi çekiyor, hem de formunuzu korumak istiyorsunuz. Keyifle yapabileceğiniz bir spor: Eğer her gün bir saatinizi suyun içinde yapabileceğiniz egzersizlere ayırırsanız, kaslarınızı çalıştırmak, siluetinizi güzelleştirmek, bacaklarınızı daha hareketli kılabilmek için ideal birşey yapmış olursunuz. Su içinde 20 kadar mineral tuz bulunuyor, derideki küçük noktalardan vücudumuza sızabilecek olan bu maddeler oldukça yararlı. Bu işlemi gerçekleştirmek içinse kendinizi dalgalara bırakın, yeter.
SU JİMNASTİĞİ
Süre: 15 dakika
Harcanan kalori: 100/200
Su jimnastiğini yapabileceğiniz en ideal yer havuz, ama kolay egzersizleri denizde de yapabilirsiniz. İlk başlarda ileriye ve geriye doğru yumuşak koşu hareketleriyle kaslarınızı ısıtın. Baldırlarınızı çalıştırmak için bacaklarınızı yana doğru kaldırın. Daha sonra arkaya doğru itin. Bacaklarınızı arkaya doğru ittiğinizde kalça kaslarınızı çalıştırmış olacaksınız. Bu arada ellerinizi göğsünüzün üzerinde tutmalısınız. Her egzersizi 20 ya da 30 kere tekrarlamalı ve her seri arasında bir iki dakikalık dinlenme molaları vermelisiniz.
YÜZME
Süre: 20 dakika
Harcanan kalori: 150/200
Yüzmek vücudunuzun tüm kaslarının çalışmasını sağlayacaktır. Ayrıca nefes yollarınız ve eklemleriniz için de ideal. Yüzerken hareketleri doğru yapmalısınız, gücünüzü fazla harcayarak rahatsız olmamalısınız. Serbest stilde yüzerken kollarınız sudan çıktığında dar açı oluşturmalı. Ancak bu şekilde üst taraftaki kaslarınızı çalıştırabilirsiniz. Kurbağalama yüzmeyi tercih edenler ise hareketleri arasında koordinasyonu sağlayabilmeliler. Her beş dakikada bir stilinizi değiştirin.
YÜRÜYÜŞ
Süre: 30 dakika
Harcanan kalori: 130/150
Dolaşımı hızlandırmanın, dolayısıyla selülitten kurtulmanın yollarından biri. Bacaklarınızdaki çoğu kas için yararlı bir hareket. Bileklerinize kadar suyun içinde olmanızda ise çok yarar var. Adımlarınız tempolu ve düzenli, adımlarınız arasındaki aralık da eşit olmalı. Yürürken ilk olarak topuğunuzu, daha sonra ayağınızın ortasını, en son olarak da parmak uçlarınızı yere basmalısınız. İlk adımlar zor olsa da yürüdükçe alışacaksınız.
Tatilde de kitap okuyun
Uzun bir senenin en keyifli günleri olarak iple çekilen tatillerin, sadece dinlenme ve eğlenme dönemi değil, aynı zamanda bol bol kitap okuyarak, bilgi ve kültür dağarcığının artırılması için de en iyi fırsat olarak görmek gerekiyor.
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adil Türkoğlu, yaptığı açıklamada, “ülkemizde okuma alışkanlığının ilk eğitimden yüksek eğitime kadar verilmek istenen, ancak bir türlü başarılamayan bir konu” olduğunu, hepsinden üzücüsü ise, kitabın toplum olarak sevilmediğini söyledi. Bunun en önemli sebebinin eğitim sürecinde, “hayatta kullanılmayan, kuru ve gereksiz bilgiler” verilmesinin olduğunu belirten Prof. Dr. Türkoğlu, “Ülkemizde okuma oranı oldukça düşük. Bunun en önemli göstergesi de yeni bir kitabın ortalama 3 bin adet basılıyor olmasıdır” dedi.
Turistleri örnek alın
Okuma alışkanlığının kazandırılması amacıyla başta “okuma kampanyası” olmak üzere çeşitli etkinlikler gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Adil Türkoğlu, şunları kaydetti: “Tatiller, kitap okumak için değerlendirilecek en önemli dönemlerdir. Ülkemize gelen turistler sadece gezmekle, denize girmek ve eğlenmekle kalmıyor, bu süreç içinde tarihi, turistik ve bulundukları mekanlarla ilgili sürekli olarak bilgi topluyorlar, kitaplar okuyorlar. Çünkü onlar yeni dünyaları keşfetmek için kitap okumak gerektiğini biliyorlar. Onları örnek alın, otelde, yazlıkta, deniz kıyısında, seyahat ederken kitap okuyun, bilgi ve kültür dağarcığınızı genişletin. Tatilde boş zamanlarınızı değerlendirirken fazla yormayan, eğlenceli ve merak ettiğiniz, önceden bilmediğiniz konuları içeren kitapları tercih edin.”
Otellere kütüphane
Olayları ve konuları sebebini bilmeden, irdelemeden ve kulaktan dolma bilgilerle tartıştığımızı, bundan dolayı kitap okuma alışkanlığının gelişmediğini ifade eden Prof. Dr. Türkoğlu, otellerde, tatil köylerinde, yazlıklarda kitap okuma köşelerinin oluşturulmasını ve teşvik edilmesini tavsiye etti.
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adil Türkoğlu, yaptığı açıklamada, “ülkemizde okuma alışkanlığının ilk eğitimden yüksek eğitime kadar verilmek istenen, ancak bir türlü başarılamayan bir konu” olduğunu, hepsinden üzücüsü ise, kitabın toplum olarak sevilmediğini söyledi. Bunun en önemli sebebinin eğitim sürecinde, “hayatta kullanılmayan, kuru ve gereksiz bilgiler” verilmesinin olduğunu belirten Prof. Dr. Türkoğlu, “Ülkemizde okuma oranı oldukça düşük. Bunun en önemli göstergesi de yeni bir kitabın ortalama 3 bin adet basılıyor olmasıdır” dedi.
Turistleri örnek alın
Okuma alışkanlığının kazandırılması amacıyla başta “okuma kampanyası” olmak üzere çeşitli etkinlikler gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Adil Türkoğlu, şunları kaydetti: “Tatiller, kitap okumak için değerlendirilecek en önemli dönemlerdir. Ülkemize gelen turistler sadece gezmekle, denize girmek ve eğlenmekle kalmıyor, bu süreç içinde tarihi, turistik ve bulundukları mekanlarla ilgili sürekli olarak bilgi topluyorlar, kitaplar okuyorlar. Çünkü onlar yeni dünyaları keşfetmek için kitap okumak gerektiğini biliyorlar. Onları örnek alın, otelde, yazlıkta, deniz kıyısında, seyahat ederken kitap okuyun, bilgi ve kültür dağarcığınızı genişletin. Tatilde boş zamanlarınızı değerlendirirken fazla yormayan, eğlenceli ve merak ettiğiniz, önceden bilmediğiniz konuları içeren kitapları tercih edin.”
Otellere kütüphane
Olayları ve konuları sebebini bilmeden, irdelemeden ve kulaktan dolma bilgilerle tartıştığımızı, bundan dolayı kitap okuma alışkanlığının gelişmediğini ifade eden Prof. Dr. Türkoğlu, otellerde, tatil köylerinde, yazlıklarda kitap okuma köşelerinin oluşturulmasını ve teşvik edilmesini tavsiye etti.
Tatilde ne okumalı?
İlkeli, kaliteli ve seviyeli bir yayıncılık anlayışıyla dikkat çeken Eğitim Bilim dergisi, hayatın içinden özenle seçilmiş konuları en ilgi çekici boyutlarla okuyucularına sunmayı sürdürüyor. Birçok kişinin tatile çıkacağı yaz aylarında “Tatilde ne okusam?” diye düşünenlerin işini kolaylaştırmak için dergide birçok ünlü yazardan tavsiye istenmiş. Bu tavsiyeler, özellikle okuma serüveninin başında olanlara yararlı oluyor. Konuyla ilgili olarak Ayla Ağabegüm, Ahmet Turan Alkan, Alev Alatlı, Mustafa Armağan, Vehbi Vakkasoğlu ve Mustafa Miyasoğlu’nun ilk on kitap teklifi dikkat çekici. Eğitim sisteminin hayata yeterince iyi hazırlayamadığı gençler, öğrenim döneminden sonra en çok iş bulup bulamayacakları konusunda endişeleniyorlar. ÖSS sonuçlarının beklendiği şu günlerde, Eğitim Bilim dergisinin temmuz sayısında, gelecekte gözde olacak meslekler ve kişiliğe uygun meslek seçmenin püf noktaları geniş bir dosya halinde inceleniyor. “Geleceğin Meslekleri ve Meslek Seçimi” başlığıyla verilen dosyaya Gürcan Dağdaş, Durmuş Hocaoğlu, Adil Maviş, Osman Özsoy, Reha Oğuz Türkkan gibi isimler destek sağlıyor. Dergide ayrıca, Ahmet Turan Alkan’ın “Yaz Tatilini Evde Geçirmenin Püf Noktaları”, Muhammed Koçak’ın “Öğrenciler Tatili Nasıl Değerlendirmeli?”, Şakir Kocabaş’ın “Bilgi Nasıl Kazanılır?”, Özcan Ünlü’nün “Hollywood Birleşik Devletleri” ve Mustafa Miyasoğlu’nun “Bize Özgü Romanın Peşindeyim” başlıklı yazıları dikkat çekiyor.
Şimdi dinlenme zamanı
Bütün bir yıl işti, güçtü derken yoğun bir tempoyla çalıştınız ve çok yoruldunuz öyle değil mi? Canınız şöyle güzel bir tatil mi istiyor? Üstelik insan, tatili ne kadar özlediğini, yazın daha iyi anlıyor.
Çünkü böyle zamanlarda tepedeki pırıl pırıl güneş, masmavi deniz ve tatile çıkan insanlarla, boşalan caddeler isteğimizi daha da kabartır.
Bu nedenle şu günler yorgun bedenlerin dinlenmesi için en uygun zamandır. Siz de ne yapıp edip kendinize bir dinlenme zamanı ayarlayın.
Sakın hemen, “nerde, zaman mı var? İmkân mı var?” gibi mazaretler sıralamayın. Unutmayın ki tatil demek, şehir değiştirmek ya da büyük masraflara girerek tatil köylerini doldurmak değildir. Gerçek tatil “içinde bulunduğunuz ruh halinden çıkarak, bedenen ve zihnen dinlenmektir.” Yönetim uzmanlarından Peter Drucker’in araştırmalarına göre, “Genelimiz yılboyunca işte yaklaşık 2 bin 100 saat zaman harcıyoruz. Bunun en az üçte biri kadar tatil yapamayanlarımızın işveriminde ise % 35 oranında bir düşüş yaşanıyor.” Bu oran, hiç de küçümsenecek bir miktar değil.
Bütün bir yıl işti, güçtü derken yoğun bir tempoyla çalıştınız ve çok yoruldunuz öyle değil mi? Canınız şöyle güzel bir tatil mi istiyor? Üstelik insan, tatili ne kadar özlediğini, yazın daha iyi anlıyor.
Çünkü böyle zamanlarda tepedeki pırıl pırıl güneş, masmavi deniz ve tatile çıkan insanlarla, boşalan caddeler isteğimizi daha da kabartır.
Bu nedenle şu günler yorgun bedenlerin dinlenmesi için en uygun zamandır. Siz de ne yapıp edip kendinize bir dinlenme zamanı ayarlayın.
Sakın hemen, “nerde, zaman mı var? İmkân mı var?” gibi mazaretler sıralamayın. Unutmayın ki tatil demek, şehir değiştirmek ya da büyük masraflara girerek tatil köylerini doldurmak değildir. Gerçek tatil “içinde bulunduğunuz ruh halinden çıkarak, bedenen ve zihnen dinlenmektir.” Yönetim uzmanlarından Peter Drucker’in araştırmalarına göre, “Genelimiz yılboyunca işte yaklaşık 2 bin 100 saat zaman harcıyoruz. Bunun en az üçte biri kadar tatil yapamayanlarımızın işveriminde ise % 35 oranında bir düşüş yaşanıyor.” Bu oran, hiç de küçümsenecek bir miktar değil.
Tatile çıkarken
*İmkanınız varsa şehir değiştirin. Eğer yoksa arkadaşlarınızla günübirlik gezilere çıkabilir, yaşadığınız şehrin arasokaklarını, tarihi yerlerini gezebilirsiniz.
* Tatilde mutlaka göl, nehir, deniz gibi suyla buluşabileceğiniz yerlere gidin, oralarda piknikler düzenleyin. Su insanı dinlendirir.
*Tatilde sorumluluklarınızı unutun. O andaki işinizin zihninizi dinlendirmek olduğunu unutmayın. Bedensel yorgunluk çabuk geçer, önemli olan zihinsel olarak dinlenmektir.
*Gençlik kamplarını, turları araştırın. Böylece hem bütçeniz fazla zorlanmaz hem de yeni dostlar edinebilirsiniz.
*İmkanınız varsa şehir değiştirin. Eğer yoksa arkadaşlarınızla günübirlik gezilere çıkabilir, yaşadığınız şehrin arasokaklarını, tarihi yerlerini gezebilirsiniz.
* Tatilde mutlaka göl, nehir, deniz gibi suyla buluşabileceğiniz yerlere gidin, oralarda piknikler düzenleyin. Su insanı dinlendirir.
*Tatilde sorumluluklarınızı unutun. O andaki işinizin zihninizi dinlendirmek olduğunu unutmayın. Bedensel yorgunluk çabuk geçer, önemli olan zihinsel olarak dinlenmektir.
*Gençlik kamplarını, turları araştırın. Böylece hem bütçeniz fazla zorlanmaz hem de yeni dostlar edinebilirsiniz.
Tatilde
* Kahvaltınıza özen gösterin: Yıl boyunca çok zaman geçiştirilen kahvaltılar aslında güne enerjik, zinde başlamanızı sağlar.
*Spor yapın: Düzenli spor kalbinizi güçlendirir, sağlığınızı korur ve mutluluk verip, sizi rahatlatır.
* Alkol, sigara çay-kahve gibi uyarıcı maddelerden uzak durun: Bunlar çok tüketildiği takdirde keyif vermekten çıkıp sağlığınızı bozar, yorgunluğunuzu artırır.
* Beslenmenize dikkat edin: Çok fazla tatlıdan uzak durun. Meyve ve sebzeyi bolca tüketin. Makarna, pirinç, mercimek gibi enerji veren besinlerden de belli ölçülerde alın.
*Uykuyu ihmal etmeyin: Nasıl olsa tatildeyim” diye çok geç saatlerde yatmayın. Aksi halde hem bedenen hem de ruhen yorulursunuz. Az uyumak kadar, çok uyumak da sağlıklı değildir.
* Kahvaltınıza özen gösterin: Yıl boyunca çok zaman geçiştirilen kahvaltılar aslında güne enerjik, zinde başlamanızı sağlar.
*Spor yapın: Düzenli spor kalbinizi güçlendirir, sağlığınızı korur ve mutluluk verip, sizi rahatlatır.
* Alkol, sigara çay-kahve gibi uyarıcı maddelerden uzak durun: Bunlar çok tüketildiği takdirde keyif vermekten çıkıp sağlığınızı bozar, yorgunluğunuzu artırır.
* Beslenmenize dikkat edin: Çok fazla tatlıdan uzak durun. Meyve ve sebzeyi bolca tüketin. Makarna, pirinç, mercimek gibi enerji veren besinlerden de belli ölçülerde alın.
*Uykuyu ihmal etmeyin: Nasıl olsa tatildeyim” diye çok geç saatlerde yatmayın. Aksi halde hem bedenen hem de ruhen yorulursunuz. Az uyumak kadar, çok uyumak da sağlıklı değildir.
Zihninizi rahatlatın
Her gün beş dakikanızı zihninizi rahatlatacak, gevşeme egzersizlerine ayırın. Örneğin sırt üstü yatın. Ayak, bacak ve karın bölgesi üzerinde yoğunlaşın. Sonra kendinizi rahat bırakın. Gevşeyin ve hiçbir şey düşünmeyin.
. Tatil nasıl yapılır hakkinda aciklamalar Tatil nasıl yapılır konusunda bilgiler
Her gün beş dakikanızı zihninizi rahatlatacak, gevşeme egzersizlerine ayırın. Örneğin sırt üstü yatın. Ayak, bacak ve karın bölgesi üzerinde yoğunlaşın. Sonra kendinizi rahat bırakın. Gevşeyin ve hiçbir şey düşünmeyin.
Yorumlar